• Son Eklenenler

    Türkiyenin Bilgi Blogu, Blogger Destek

    Ücretsiz Firma Ekle
    loading...

    15 Temmuz 2011 Cuma

    Metabolik Sendrom

    Metabolik Sendrom

    Tanım
    Metabolik sendrom, insulin direnciyle başlayan abdominal obezite, glukoz intoleransı veya diabetes mellitus, dislipidemi, hipertansiyon ve koroner arter hastalığı (KAH) gibi sistemik bozuklukların birbirine eklendiği olumcul bir endokrinopatidir. Metabolik sendrom ayrıca insulin direnci sendromu, sendrom X, polimetabolik sendrom, olumcul dortlu ve uygarlık sendromu gibi farklı terimlerle de tanımlanmaktadır.
    Sıklık
    Metabolik sendrom prevalansı erişkinlerde ortalama %22 olarak bildirilmektedir. Prevalans yaş ile artmakta, 20-29 yaş gurubunda % 6.7, 60-69 yaş gurubunda ise % 43.5 oranında gorulmektedir. TEKHARF calışmasına gore, 2000 yılı itibariyle Turkiye genelinde 30 yaş ve uzerindeki 9.2 milyon kişide metabolik sendrom mevcuttur ve KAH geliştiren bireylerin % 53'u aynı zamanda metabolik sendrom hastasıdır. Ulkemizde metabolik sendrom gorulme sıklığı, erkeklerde % 28, kadınlarda ise % 40 gibi oldukca yuksek değerlerdedir.
    Patogenez
    Metabolik sendromun tum bileşenlerinin etiyopatogenezini acıklayabilecek tek bir genetik, infeksiyoz yada cevresel faktor henuz tanımlanamamıştır. Metabolik sendrom, insulin direnci zemininde gelişen heterojen bir hastalıktır. Poligenik yatkınlık soz konusu olsa da, modern kent hayatının getirdiği sedanter yaşam ve yuksek kalorili beslenme sendromun seyrini alevlendirmektedir.
    Tanı kriterleri
    Metabolik sendrom icin farklı tanı kriterleri tanımlanmıştır. Turkiye Endokrinoloji Metabolizma Derneği Metabolik Sendrom Calışma Grubu; metabolik sendrom tanı kriterleri arasında insulin direncinin yer alması gerektiğini savunur. Bu gerekceyle; insulin direncini de iceren 1999-Dunya Sağlık Orgutu Metabolik sendrom tanı kriterleriyle, insulin direncini icermeyen fakat daha sıkı metabolik eşik değerler hedefleyen 2001-NCEP ATP III tanı kriterlerinden oluşturulan yeni bir tanı kılavuzunu onerir.
     METABOLİK SENDROM ÇALIŞMA GRUBU
    Türkiye Endokrinoloji Metabolizma Derneği, Metabolik Sendrom Çalışma Grubunun
    önerdiği, Metabolik Sendrom Tanı Kriterleri (2005)
    Aşağıdakilerden en az biri:
    • Diabetes mellitus veya
    • Bozulmuş glukoz toleransı veya
    • İnsulin direnci
    ve
    Aşağıdakilerden en az ikisi:
    • Hipertansiyon (sistolik kan basıncı >130, diyastolik kan basıncı >85 mmHg veya antihipertansif kullanıyor olmak)
    • Dislipidemi (trigliserid duzeyi > 150 mg/dl veya HDL duzeyi erkekte < 40 mg/dl, kadında
    < 50 mg/dl)
    • Abdominal obezite (VKİ > 30 kg/m2 veya bel cevresi: erkeklerde > 94 cm, kadınlarda
    > 80 cm)
    Metabolik sendrom bileşenleri
    1. İnsülin direnci
    • Endojen veya ekzojen insuline karşı biyolojik yanıtsızlıktır. Genetik faktorler, fetal malnutrisyon, fiziksel inaktivite, obezite ve yaşın ilerlemesi insulin direncine neden olur.
    • Sağlıklı populasyonda % 25, bozulmuş glukoz toleransında % 60 ve tip 2 DM’si olanlarda
    % 60-75 oranında insulin direnci gorulur.
    • Bu direnc, oglisemiyi sağlayabilmek icin hiperinsulinemiyle karşılanmaya calışılır.
    • İnsulin direnci genelde hiperinsulinemiyle birliktedir, fakat her zaman hiperglisemiyle
    birlikte seyretmez. Hiperglisemi, insulin direncinin ileri evresidir.
    • Altın standart tanı yontemi, oglisemik insulin klemp testidir. Pahalı ve zahmetli bir test
    olup, klinik pratikte kullanılmaz.
    • Klinik pratikte en sık kullanılan yontem HOMA formuludur. Normal bireylerde
    HOMA değeri 2.7’den duşuk olarak bildirilmektedir, 2.7’nin uzeri ise değişik derecelerde
    insulin direncini yansıtır.
    [HOMA: aclık insulini (μu/ml) x aclık plazma glukozu (mg/dl) / 405)]
    2. Diabetes mellitus
    • Her ne kadar tum tip 2 diyabetiklerde insulin direnci olmasa da, aşikar DM veya bozulmuş
    glukoz toleransı varlığı metabolik sendromun tanı kriterlerinin ilk basamağını karşılar, ayrıca insulin direncinin olması aranmaz.
    • Diabetes mellitus tanı kriterleri:
    A. Aclık plazma glukoz değerlerine gore;
    Aclık plazma glukozu <100 mg/dl = normal
    Aclık plasma glukozu 100-125 mg/dl = bozulmuş aclık glukozu (BAG)
    Aclık plazma glukozu ≥126 mg/dl = diabetes mellitus
    B. OGTT değerlerine gore;
    2. saat plazma glukozu <140 mg/dl = normal
    2. saat plazma glukozu 140-199 mg/dl = bozulmuş glukoz toleransı (BGT)
    2. saat plazma glukozu ≥ 200 mg/dl = diabetes mellitus
    • Bozulmus aclık glukozu ve bozulmuş glukoz toleransı olan kişilerde aşikar diabetes mellitus
    gelişme riski artmıştır ve bu hastalar “pre-diyabet” olarak tanımlanmaktadır.
    • Tokluk hiperglisemisi, bağımsız bir kardiyovaskuler risk faktoru olarak kabul edilmektedir.
    3. Hipertansiyon
    • Esansiyel hipertansiyonun altında genellikle insulin direnci bulunmaktadır.
    • İnsulinin santral sempatik aktiviteyi arttırıp, bobrekten su ve tuz tutulumunu uyarmasıyla
    beklenen hipertansif etkisi, normal fizyolojik koşullar altında oluşturduğu periferik
    vazodilatasyona bağlı hipotansif etkisiyle dengelenmiştir. İnsulin direnci varlığında, periferik
    vazodilator etkisine de direnc geliştiği icin dengelenememiş vazopressor etkisiyle
    hipertansiyon oluşturduğu duşunulmektedir.
    4. Dislipidemi
    • Metabolik sendrom’da trigliserid ve kucuk-yoğun LDL yuksek, HDL-kolesterol duşuk
    iken, LDL-kolesterol genellikle artmamıştır.
    • İnsulin direnci ilerledikce, trigliserid duzeyleri yukselmekte, HDL duşmektedir.
    • Hipertrigliseridemi ve HDL duşukluğu kardiyovaskuler hastalık riskini arttırır.METABOLİK SENDROM ÇALIŞMA GRUBU
    5. Obezite
    • TURDEP calışması sonuclarına gore ulkemizde 20 yaş ve uzerindeki kişilerin %34’unde
    abdominal obezite gorulmektedir.
    • Abdominal obezite insulin direncinin en onemli gostergesidir. Ancak insulin direncli
    metabolik sendrom olgularının bir kısmında obezite bulunmayabilir.
    • Adipoz doku leptin, rezistin, adiponektin gibi bircok hormon ve sitokin salgılayan
    (TNF-a, IL-6, IL-8) aktif bir endokrin organdır.
    • Her obez hasta metabolik sendrom acısından taranmalı ve visseral adipozite gostergesi
    olarak vucut kitle indeksi yerine bel cevresi olcumu kullanılmalıdır.
    • Bel cevresi, arkus kostaryum ve spina iliaka anterior superior arası mesafenin orta noktasından olculmelidir.
    6. Koroner arter hastalığı
    • Metabolik sendrom erken oluşan atheroskleroz icin risk faktoru olarak kabul edilmektedir.
    Metabolik sendromlu hastalarda KAH riski 3 kat artmıştır.
    • Kardiyovaskuler mortalite metabolik sendromlu hastalarda %12 iken, metabolik sendromu
    olmayanlarda bu oran %2.2 dir.
    7. Non-alkolik yağlı karaciğer
    • İnsulin direnci karaciğerde basit yağ birikiminden (hepatosteatoz), transaminaz yuksekliği
    (steatohepatit), hatta siroza kadar uzanabilen bir seyir izler.
    • Obezlerin % 75’inde hepatosteatoz, % 20’sinde steatohepatit, % 2’sinde siroz gozlenir.
    8. Polikistik over sendromu
    • İnsulin direnci ile ortaya cıkan kronik anovulasyon ve hiperandrojenizmle karekterizedir.
    • % 40 olguda bozulmuş glukoz toleransı veya aşikar DM gorulur.
    • Erken yaşlarda kardiyovaskuler hastalık gorulme riski artmıştır.
    9. Subklinik İnflamasyon
    • C-reaktif protein duzeyleri, abdominal obezite, trigliserid yuksekliği, HDL-duşukluğu
    ve kan glukozu gibi metabolik sendrom bileşenleriyle korelasyon gosterir.
    • Metabolik sendrom’lu vakalarda, CRP duzeyleri arttıkca kardiyovaskuler risk artar.
    • Bu akut faz cevabının, zeminde varolan bir subklinik inflamasyonu yansıttığı ve bu surecin
    progresif olarak DM ve ateroskleroz gelişiminden, hatta plak rupturunden sorumlu
    olduğu duşunulmektedir.
    10. Endotel Disfonksiyonu
    • Vaskuler endotel, normal koşullar altında birbirini dengeleyen vazodilator (nitrik oksit)
    ve vazokonstriktor (anjiyotensin II) faktorler salan aktif endokrin bir organdır. Vaskuler
    endotelin bu iki fonksiyonu arasındaki dengenin kaybı endotel disfonksiyonu olarak
    tanımlanır.
    • Metabolik sendromun klinik belirtileri ortaya cıkmadan onceki donemlerde endotel
    disfonksiyon geliştiği gosterilmiştir.
    • Endotel disfonksiyonunun tayini icin en sık başvurulan noninvazif yontem, brakiyal
    arterde akıma bağlı dilatasyonun doppler US ile olcumudur.
    11. Hiperkoagülabilite
    • İnsulin direnci; plazminojen aktivator inhibitor-1, koagulan sistem bileşenleri (faktor-
    VII, faktor-VIII ve von-Willebrand faktor) ve fibrinojen duzeylerini yukselterek
    makrovakuler hastalık riskini arttırır.
    Tedavi
    Metabolik sendrom tedavi hedefleri; insulin direncine neden olan risk faktorlerinin yaşam şekli değişiklikleri ile kontrol altına alınması ve gerekli koşullarda klinik hedeflere ulaşmak amacıyla ilac tedavisinin başlanmasıdır. Yaşam tarzı değişikliği dışında, metabolik sendromu tedavi edebilecek tek bir ajan soz konusu değildir. En uygun tedavi yontemi, kilo kaybının temini ve duzenli egzersiz icin yaşam şekli değişikliğinin sağlanması, sağlıklı beslenme ve sigaranın kesilmesidir.
    Kilo kaybı
    • %5-10’luk kilo kaybı bile metabolik sendromun tum bileşenlerini kontrol altına alabilir.
    • %7’lik kilo kaybı ile birlikte duzenli fizik aktivite 4 yıl icinde Tip 2 DM gelişme riski
    %50 azaltmaktadır.
    • Total kalorinin % 10’undan azı poliansature, % 20’sinden azı ise monoansature yağlardan
    oluşmalıdır. Karbohidratlar total kalorinin %50-60’ını, proteinler ise %15’ini oluşturmalıdır. Diyet 20-30 gram kadar lif icermelidir.
    • Diyet onerilerine uyum icin davranış tedavisi ve uzun sureli takip gerekir
    Fizik aktivite
    • Duzenli fizik aktivite insulin direncini duzelterek glukoz, lipid ve kan basıncı kontrolunu
    sağlar ve kardiyovaskuler fonksiyonları duzeltir.
    • Kilo alımının engellenmesi icin duzenli olarak hergun 45-60 dakika fizik aktivite
    yapılmalıdır. Kardiyovaskuler risk azalması icin ise gunde 10000 adım atılması onerilmektedir
    İnsulin direnci
    • Metformin insulin direncini duzeltir. Anti-hiperglisemik etkilerine ek olarak iştahı
    azalttığı icin kilo kaybı sağlar. Serum lipidleri uzerinde olumlu etkileri vardır. Değişik
    dokularda kanser gelişimini azaltmaktadır.
    • Glitazonlar ise PPAR-g reseptorlerinin aktivasyonunu sağlayarak insulin direncini
    duzeltirler. Lipidler uzerinde olumlu etkileri vardır. Subkutan yağ dokusunda artış
    oluşturmasına karşın visseral yağ dokusunda artış yapmazlar.Odem ve kilo alma gibi
    yan etkileri vardır.Kalp yetmezliğinde kullanılmamalıdır.Koroner arter hastalığı ve
    osteoporozu olanlar dikkatle izlenmelidir.
    • DM olmayan metabolik sendromlu hastalarda metformin ve glitazonların kullanımı
    icin ulkemizde henuz onay yoktur.
    Tip 2 diabetes mellitus
    • Metabolik sendromlu hastalarda diabetes mellitusun tedavisinde ilk secilecek ilaclar
    insulin direncini azaltanlar olmalıdır. Hedeflenen glisemik kontrolun sağlanamaması
    durumunda diğer ilaclarla kombinasyon tedavilerine gecilebilir.
    • Metformin ve akarboz haric tip 2 DM tedavisinde kulllanılan ilacların kilo alımına
    neden olabileceği unutulmamalıdır.
    Dislipidemi
    • Fibratlar serum trigliseridlerini azaltıp, HDL’yi yukselterek kardiyovaskuler risk faktorlerini
    kontrol ederler.
    • Aşikar DM ve KAH varlığında statinler hedef LDL duzeyine ulaşmada etkilidirler.
    • HDL duşukluğunu kontrol etmede sigara kesilmesi ve duzenli egzersiz en etkili yontemdir.
    Obezite
    • Yaşam tarzı değişikliği ile ilk 3-6 ayda %5-10 kilo kaybı sağlanamazsa sibutramin ve/
    veya orlistat kullanılabilir.
    • Morbid obez olgularda cerrahi tedavi uygulanabilir.
    Hipertansiyon
    • Diyette tuz kısıtlanmalıdır.
    • ACE inhibitorleri ve anjiotensin II reseptor antagonistleri insulin sensitivitesini artırdıkları
    ve Tip 2 DM gelişimini onlediklerinin yanısıra kardiyoprotektif ve renoprotektif
    etkileri nedeniyle metabolik sendromda kullanılırlar.
    • Kalsiyum kanal blokerleri ve alfa-blokerler metabolik sendromun diğer bileşenleri
    uzerinde olumsuz etki gostermeden hipertansiyonu kontrol ederler.
    • Tiazid diuretiklerin dislipidemik ve hiperglisemik yan etkileri, beta-blokerlerin ise
    kilo alımına neden olmaları ve HDL duşukluğune yol acmaları tedavide goz onunde
    bulundurulmalıdır.
    Antiinflamatuar tedavi
    • Aşikar tip 2 DM veya koroner arter hastalığı gelişmiş tum bireylerin asetilsalisilat
    (75-150 mg/gun) kullanması onerilmektedir
    Dünya Sağlık Örgütü-1999, Metabolik Sendrom Tanı Kriterleri
    • Aşağıdakilerden en az biri:
    • İnsulin direnci
    • Bozulmuş glukoz toleransı
    • Aşikar diabetes mellitus
    ve
    Aşağıdakilerden en az ikisi:
    • Hipertansiyon (kan basıncı > 140/90 mmHg veya antihipertansif kullanıyor olmak)
    • Dislipidemi (trigliserid duzeyi > 150 mg/dl veya HDL duzeyi erkekte < 35 mg/dl, kadında< 39 mg/dl)
    • Abdominal obezite (VKİ > 30 kg/m2 veya bel/kalca oranı erkekte > 0.90, kadında >
    0.85)
    • Mikroalbuminuri (idrar albumin atılımı > 20 mcg/dakika veya albumin/kreatinin oranı
    > 30 mg/g)
    National Cholesterol Education Program (NCEP) Adult Treatment Panel III (ATP
    III)-2001, Metabolik Sendrom Tanı Kriterleri
    Aşağıdakilerden en az üçü:
    • Abdominal obezite (bel cevresi: erkeklerde > 102 cm, kadınlarda > 88 cm)
    • Hipertrigliseridemi ( ≥150 mg/dl)
    • Duşuk HDL (erkeklerde < 40 mg/dl, kadınlarda < 50 mg/dl)
    • Hipertansiyon (kan basıncı ≥ 130/85 mmHg)
    • Hiperglisemi (aclık kan glukozu ≥ 110 mg/dl)
    International Diabetes Foundation (IDF)-2005, Metabolik Sendrom Tanı Kriterleri
    • Abdominal obezite (Bel cevresi: Avrupalı erkeklerde ≥ 94 cm, kadınlarda ≥ 80 cm)
    ve
    Aşağıdakilerden en az ikisi
    • Trigliserid ≥ 150 mg/dl
    • HDL: erkekte < 40 mg/dl, kadında < 50 mg/dl
    • Kan basıncı ≥ 130/85 mmHg

    Hiç yorum yok:

    Yorum Gönder

    -> "Anonim" seçeneğiyle isim vermeden yorum yazılabilir.
    -> "Adı/URL" seçeneğiyle sadece isim verilerek de yorum eklenebilir.
    -> Yorum yazarken anlaşılır olmaya ve Türkçe yazım kurallarına uymaya çalışınız!

    loading...

    Uyarı

    Bu sitedeki içerikler tanı ve tedavi amaçlı değil, tamamen bilgilenme ve sağlıklı kalma konusunda tavsiye amaçlıdır. Burdaki bilgilerin tanı ve tedavi amaçlı kullanılmasından doğacak sonuçlardan sitemiz sorumlu tutulamaz. Sağlık ile ilgili bir probleminiz olması durumunda bir doktora başvurmalısınız.


    Bilgitc.blogspot.com makale ve sağlık yazılarınızın telif hakkını gözetmektedir. Eğer yazınızın bu sayfada yer almasını istemiyorsanız veya belirli bir kaynağa yönlendirilmesini istiyorsanız lütfen bu linke tıklayarak bizimle temasa geçin

    İletişim Formu

    Ad

    E-posta *

    Mesaj *